14 Haziran 2010 Pazartesi

Bu gün itibariyle tam 45 gün sonra 16 sene oturduğumuz mahallemizden taşınıyoruz. Evet çok uzak değil belki taşındığımız yer ama pencereden mahalleye bakamayacak olmak... 16 sene dile kolay neler yaşadım yahu.

Bir arsamız vardı mahallede maç yaptığımız. Boş arazinin zemini full çakıl taşı ve kırık bira şişesi parçaları ile doluydu. Arazinin tam ortasında da bir kütük. Bir çınar ağacını kesmiş hayvan herifler ve dibi toprağın içinde hala. Kütükte 15-20 cm falan çıkık. Bu engellere rağmen ne maç yaptım ben orda be. Yer cam dolu şarrrr adamın ayağına kayıyorduk heryerimiziden kan geliodu ama gülerek devam ediyorduk. Ulan şimdi yürümem bile ayakkabımın altına sıkışacak diye.

Taso vardı. Tasoyla bu mahallede tanıştım ben. Kapçilik, köktüm gibi terimleri vardı usta zor yani. Deli gibi taso oynardık. En sevdiğin tsoyu kaybedince karşısındakinin ümüğüne sarılırdın " oğlum ver lan geri babama seslenirim bak.Şakadan oynamıştık salakmıyım ben yepisyeni tasoyu ortaya koyiim" o.O Hatırla olmadı yapmadın mı?


   Ve şimdi taşınma günü. Tamam hayalini kurduğum çatı katına kavuşacağım. Alt katta annemler otursada, içeriden merdiveni olsada benim lan orası. Tek başımayım lan :) İstediğim karga gözü camlar gece uyurken yıldızlara bakmak... Burayı çok özleyeceğim ama oraya taşınınca unutabilirim.


Gelelim taşınmamın zorluklarına. Tek tek bütün eşyalarını kolileyecek olmak. Özel eşyaları ayrı bir koliye, kıyafetler, üzerine keçeli ile "KIRILABİLİR AMA" yazmalar. Taşınmanın bir raconu var kardeşim. Amele gelecek şimdi en sevdiğin kitapları koyduğun kutuyu çat diye fırlatacak kamyona. Hop abi napıosun diceksin. "Onu o bişey olmaz o kamyonun içi elyaftır o yumuşatır sertliği alır o" gibi saçmalayacak. Taşınmak zor zanaat özlemi var, kolisi var, nakliye arabası var...

0 yorum:

 

Copyright 2010 Absofuckinlutely....

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.