13 Temmuz 2010 Salı

Bazı bayan arkadaşlarda bir özellik keşfettim ki akıllara zarar. Kendisiyle ilgilenilmediğini düşündüğünde sorun çıkarmak. İstedikleri zaman da bunu ustalıkla yapmaları beni bende alır bir halde.

Geçtiğimiz günlerde dikkatimi çeken bu konu ile savaşmak için boyalarımı sürdüm. Soruna çözüm üretmek değil tabiki tekniğim, daha büyüğünü çıkarmak... Nihahahaha Öhmm... Evet. Her ne kadar aşağılık bir davranış gibi hissettirse de bana işe yarıyor. Örnek bir diyalogla açıkliyorum... Kız ilgilenmenizi istiyor açık ve belli ama bunun için sorun çıkarıyor ve şöyle...

- Aşkoooooom (iğrenç dimi :)
- Efendim Bebeğim?
- Bu gün bütün arkadaşlarımla kavga ettim hiç birisiyle konuşmicam artık yanlız kaldım. Bi tek sen varsın artık yanımda... Ama ya sende gidersen beni yalnız bırakırsan?
- Bebeğim bende sana bunu sölicektim babam ve annemle kavga ettim bende yarın evde taşınıyorum...
- Aaaa nasıl yani?

Bingo! Şaşırdı şok oldu hemen seni soracak ne yapacaksın nasıl olacak diye merak edecek YES! Taktik bu beyler gerçekten işe yaradığını söylemek isterim. Örnek çok basit. Bayan arkadaşlarımız daha büyük sorunlar çıkaracaklardır elbette ama onlar için daha büyük sorunlar çıkarın. Burda tabi şöyle bir şey de var. Eğer gerçekten sorunu varsa ve bununla baş etmezseniz kaybedersiniz. Burda zekanıza güveniyorum. Sorunu ne için anlattığı ile ilgili ayrımcı olun. Eğer ilgisiz bir günün ardından size sorunla geliyorsa daha büyüğünü çıakrın. Ama baktınız soğuk, sessiz, üzgün ve durgun duruyor. İlgilenin. Onu dünyanın en iyisiymiş gibi, herşeyi başarıacakmış ve bunu yaparken yanında olacakmışsınızı verin. Sorunsuz ve düzgün bir ilişki için bunu yap oğlum. Bana hak vereceksin :) Hadi Kaçtım ÇAV

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Elindeki kırık cam parçasından damlıyordu kanlar toprağa doğru. Ve o diz çökmüş karşıdan gelen ışığı kesmeye çalışıyordu tek eliyle. Gözleri artık bulanık zar zor seçerken etrafı, aşkı öldürdü diye kim gelecek yargılamaya diye merak ediyordu. Evet biraz önce aşkı hunharca katletmiş bir adamdan bahsediyoruz. Elindeki cam parçası ile onu defalarca darp etmişti. Şimdi sıkı sıkı tuttuğundan kestiği eline aldırmadan karşıdan gelen ışığı bekliyordu. Beklemeyi sevmez adam, dayanamaz yenilgiye. Bu yüzden saldırdı aşka kendi elleriyle. Her insanın aşkı kalbindedir diye vurdu defalarca camla kalbine kalbine. Şimdi ışık iyice yaklaştığında bacaklarından yukarı bir soğukluk çıkıyordu. Buna da dayanamayıp son bir kez daha vurdu kalbine... Yüz üstü düşüpte verirken son nefesini ağzından şunlar döküldü...


"Seni değil, aşkı değil, sadece kendimi öldürerek yendim aşkı. Ve bu benim kazandığım en büyük zafer. Evet ben aşkı öldürdüm. Hemde yerde bulduğum kırık bir cam parçası ile. Bu kadar basit!"
sert görünmek içindi sırf
içtiğim sade, kapkara kahve
yanında güç gösterisi için
yaktığım sigara...
ve acılığından içemediğim kahvemi
biraz yumuşatsın diye attığım onlarca kesmeşeker...

duygular devinimlerle eşitmiş meğersem
sana sert görünmek için uğraştığım o kadar zaman
güç gösterileri yapmak için başvurduğum yalanlar
ve aslında hiçte iyi gitmeyen aramızı harikaymış gibi
göstermek için aşkımıza attığım hayaller

bu gün bir kahve içerken bile seni hatırlıyorum hala
bu gün bir yağmurda,yolda, kaldırım taşlarında
bu gün güneşte ayda lanet olsun
bu gün her yerde sen varsın sadece
kalbimden çıkmıyorsun buna dayanıyorum da
aklımdan çıksan ne olur ki sanki...

6 Temmuz 2010 Salı

Evet başlıktan anlaşılacağı gibitripcan sevgili modeline giydireceğim azıcık. Yıllardır muzdarip olduğum bir konudur. Bir çok kız arkadaşımla bu sorunu yaşamış ve kavgalar etmişimdir.

Tripcan ilk evrede kendini inceden göstermeye başlar. Önce önemli konulara trip atar. Saçmalamaz. "Telefonu açmadın, suyu ayağıma döktün, gece mutfağın ışığını açık unutup uyumuşsun demek bensiz yemek yediin" gibi triplere daha geçilmemiştir. Gece aramanı bekler aramazsın uyuya kalırsın falan sabah kalktığında hayatının en zor günü seni bekliyordur. Bitmişsindir artık. Karşındaki bir bayandır oğlum ve bir şeyi açıklaman deli gibi zordur. O bildiğini okuyacaktır. Kafada programlıyor şimdi. "Bzzttt beni aramadı trip atmalıyım zztt bzzt "

Tripcanın ikinci evresi daha da bir sorunludur. Ne olduğunu çözemezsiniz çünkü. 10 saniye önce trip atar yüzünüze bakmaz, 10 saniye sonra gelir "aşkım hadi soslu makarna yapalım senin sevdiğinden" diye girer olaya. Sen eblek gibi kalırsın, o seni elinden tutup mutfağa götürür. Attığı tribin önemsizliğini bilir ama yine çektirir acımaz. En basitinden yola yürürken biraz hızlı yürüsen  "sen beni yormaya çalışıosun dimi. Benim bacaklarım kısa  ya onu söyleyeceksin zemin hazırlıyorsun dimi" 

Tripcanın 3. ve son evresinde artık herşey laçkalaşmıştır. Sanki 30 gün adet sancısı çekiyor gibi zordur. Bir gece önce onu dışarı çıkaracağınızı söylersiniz. Eve yorgun gelip "aşkım gel film izleyelim yarın çıkarız" dersiniz ve gayet normal karşılar. "Tabi tabi dinlen" falan bile der hatta. Bu iyilik nereden geliyor acaba ölecek mi falan olursunuz. Ertesi akşam eve gelip hadi çıkalım dersiniz ve o cevap kaçınılmazdır. "Yok ya yorgunsundur otur film izleyelim. Hemde en sıkıcısını a. hemen uyuya kalalım bu gün cumartesi olsa ne olur Herkes ortaköy'de diye bizde olmak zorunda değiliz gel otur." Şoklardan şoklar beğen. Dün burada oturup sana anlayışla cümleler sarfeden kız uçtu gitti abi! Ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Ama gecenin sonunda ne olur biliyor musun? Üzerine en şık kıyafetini giyer gelir sanada birşeyler hazırlamış ütülemiştir. Yanına koyar "makyaj yapana kadar hazır olursun umarım" der ve yatak odasına gider. Kafan gel gitten ambale olmuştur ama sonuçta o akşam çıkarsın. 3. evre dünyanın en gereksiz trip evresidir ve zordur...

Bunları kategorilere ayırmak istemezdim çünkü hali hazırda trip kavramı nefret ettiğim olaylardandır. Öyle ağır tripler çekecek sevgiliye köpek olacak bir adam değilim. Hea karşımdakinin davranışlarıyla da ilgili tabi. Dünyanın en anlayışlı insanı olan birine it'de olurum, tasmayıda kendim bağlarım bu akdar basiit. Ama tripcan sevgili dünyadaki en zor sorunsaldır. Ve işin garibi çaresi yoktur. O trip atmak isterse her türlü neden bulur.

- Sence ben güzel miyim?
- E güzelsin tabi aşkım nereden çıktı şimdi bu?
- Bana 3 gündür çok güzelsin demiyorsun!
- Aşkım biliyorsundur diye ben hani
- Sus bırak artık güzel değilim dimi. Yaşlanıyorum dimi...


- Bebeğim şu tuzu uzatır mısın?
- Hea sen yeme tansiyonun düşer, yaşlandın mı demek istiyorsun?
- Hayır yemek tuzsuz ona tuz atacağım sadece
- He yani şimdi yaptığım yemekleri de beğenmiyorsun. Tamam ben anladım...


- Hayatım kırmızı elbiseni giy bence bende kırmızı kravatımı takarım kombine ederiz.
- Ne yani kıyafetlerimiz kombine olmasa bu çirkin kız bu dalyan gibi çocuğun sevgilisi olamaz derler diye mi böyle yapıyorsun. Giymiyorum kırmızı falan mor giyeceğim...
- Oha hayatım master yaptın konu üzerine.

1 Temmuz 2010 Perşembe


İnsanlar... Onlar gerçekten bazen doyumsuz olabiliyorlar. Elinden gelenin en iyisini yapmayacaksın o yüzden, hiç bir şey yapmayacaksın ki sonunda yenilgiye uğrama gibi bir durumun olmasın.. Zaten yapmamıştım diye avunabiliten olur hiç olmazsa.


Elinden gelenin en iyisini yapayım derken daha çok yıpranıyor insan. Bir sonuç bekliyorsun, güzel bir tepki belkide. Ama hiç bir şey yapmamış olsan düşünsene, ne bir beklentin olur, ne beklediğin olmadı diye bir yıkımın. Bunu istediğin her konuya oturt. Çok geniş bir kavram ama kalıp olarak bunu yaşam tarzı olarak belirlemesi zor. İşin ucunda komple yanlızlık var ondan da korkuyoruz bazen. 

Bu blog olmasa gerçekten boğulucam sanırım. Burası varda burada yazıp dertlerimi döküyorum içimi patır patır. Çünkü insanlar... Onlar hiç bir şeyi anlamazlar. Onlar beğenmez sevmez. Siz hiç yapamadığınız halde ödünler verirsiniz kendinizden ama karşı taraf o kadar saçma bir tepki verir ki. Farkıdna bile değildir bu verdiğiniz ödünün. İnsanlara bunu anlatamazsın da. Sinirlenirsin kavga edersin. Sonra bir de suçlu çıakrsın üstüne, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali. Hey allah sabır dilemekten başka çare yok...
 

Copyright 2010 Absofuckinlutely....

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.