tag:blogger.com,1999:blog-23826868736898230532024-02-21T16:01:35.648+03:00Absofuckinlutely...Can Sıkıntısı Yazıya Dönüştü...Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.comBlogger66125tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-57849470230760413152011-10-21T16:20:00.002+03:002011-10-21T16:20:26.633+03:00Yeni HikayeYeni hikayem Gusto ve Sebastian için burdan gidiyoruz >>>>> <a href="http://gustovesebastian.blogspot.com/">Gusto Efendi ve Sebastian</a>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-63860888267717419692011-05-06T22:39:00.001+03:002011-05-06T22:39:13.632+03:00YalanYalan ve yalancılıktan bahsetmek istiyorum biraz. Yalanı kim söyler neden söyler? İnananlarsa salak mıdır yoksa inanmış gibi mi yaparlar?<br />
<br />
Bu soruların cevapalrına geçmeden önce yalan ile ilgili bilimsel unsuralrdan bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi yalan söyleyen insanların fiziki hareketleri her zaman onları ele veriyor. Bu kanıtlanmış gerçeği kendi hayatınıza uygularsanız bunu göreceksiniz. Gözlerini kaçırma, burnunu kaşıma gibi eylermler yalan söyleyen kişinin davranışlarından en bastidir. İşin bütün bilimsel gerçeklerine girmeyeceğim çünkü anlatmak istediklerim farklı bu gün.<br />
<br />
Uuzun zamandır yazamıyor, yazmıyorken neden yalan ile giriş yaptığımı ben de bilmiyorum. Ama insanların yalan yüzünden çok üzülüdüğüne şahit oldum bir kaç aydır. Hatta bizzat kendim bir çok yalan duymuşken şimdi vurucam konunun belkemiğine. Buyrun burdan yakın...<br />
<br />
Yalan söyleyen biri sevdiğiniz bir kimseyse işler iyice karmaşıklaşıyor ister istemez. Yalanı anlıyorsunuz, ama kanıtınız olmadığından susuyorsunuz. Hatta gözünüzün içine baka baka size yalan söyleyen insanları kırmamak için "yemiş gibi" dediğimiz tabiri uyguluyor ve öyle yapıyorsunuz. Bu gün günde 10 cümle kuran insnların 9 cümlesi yalan kalan bir cümleside şaibeli ne yazıkki. Sevdiğiniz insanlardan bahsederken sevgili diye sınırlandırmıyorum. Bu çok sıkı bir dostunuz, ailenizden biri de olabilir. Size çatır çatır yalan söylüyor. Siz o yalanı alıyor göğsünüzde stop ediyorsunuz, ama kaleye yönelip gol atamıyorsunuz. Çünkü kırılmak kızmaktan daha şık durur derler ya. Karşınızdaki kızmıyor ama size kırılıyor. Bu gerçekten daha zor sevgili okur emin ol.<br />
<br />
Yalancı çoban hikayesini bilirsiniz. Yalan söyleyen insanlar ömürleri boyunca inandırıcı olamazlar. Size sarılması bile yalandır, ve bunun farkındaysanız acıtır. Sevdiklerinize yalan söylemeyin, sevmediklerinize bini bin para olsun. Diyeceksiniz ki kardeşim sen hiç yalan söylemiyor musun? Evet ben yalan söylemiyorum çocuklar. Neden mi? Ben unutkan bir adamım. Çok çabuk unuturum. Yalan söylemek için unutkan olmamak gerekiyor ki, daha sonra hatırlayabilesin. Benim kafamda fosfor bitmiş ne yalanından bahsediyorsunuz. Şimdi şöyle bir dilek oluştu kafamda "keşke insanalrın hepsi unutkan olsa da yalancı olmasa"<br />
<br />
Yazıyı sonlandırırken yalan söylemeyi görev idinmiş insanlara içimden değişik türlerde beddualar ediyorum. Bunu sizlerle paylaşmayacağım çünkü kızgınken çok çirkinleşirim. Adab-ı muaşeret kuralları çerçevesinde gideyim diyorum artık. Toplamda, yalan söylemeyin, çünkü yakalanıyorsunuz ve çok komik oluyorsunuz. Ben eğleniyorum bu durumla, bir çok yalanı yakaladım ama hepsini cebimde saklıyorum. Siz devam edin bazen eğlenmekte gerek. Hoşçakalınız, daha güzel konularda yazmak dileğiyle...Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-18271258010032310662011-02-07T10:18:00.001+02:002011-02-07T10:18:41.847+02:00II. Blog...http://yagmurdandolayi.blogspot.com/Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-71430432152166176032011-01-13T02:35:00.000+02:002011-01-13T02:35:23.434+02:00Garip Kafalar<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">"Radyo kafası gökkuşağının içinde çünkü Pablo Honey sadece bir çocuk. Bu kadar basit." dediğimde beni kimse anlamamıştı. Tom Yorke türkçe biliyor olsa beni ancak o anlayacaktı.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Çünkü Radiohead grubunun en sevdiğim "in rainbow", "a kid", "Pablo Honey" albümlerine gönderme yapıyordum sadece. Radiohead dinleyicisi,fanı her neyse işte ne olursa beni anlamayacaktı zaten. Bunu biliyordum.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Garip kafalar yaşadığım saniyeler çoğu zaman kendimi durdurdum. Yoksa yine böyle anlamsız bir çok cümle yazarak kendimde anlamsızlaşıp kaybolabilirdim. Kaybolmaktan korkuyor muyum? Sanırım biraz.</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Sürekli göz önünde olmayı da sevmem. Kanalda koridorlarda gezerken yere bakarak yürüyen ve şarkı mırıldanan birini görürseniz o benim. Asla insanlara bakmayan, kendi kafasını yaşayan çocuğum ben selamlar :)</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Bunu yapmayı seviyorum. İnsanların benim kafama ulaşamaması doğal. Sadece kız arkadaşım bunu yapabilir diye düşünüyorum ki bu ilk başta yazdığım cümleyi sadece o anlamıştı. </span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;"><br />
</span><br />
<span class="Apple-style-span" style="font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px;">Nasıl canım sıkılıyor ve nasıl saçmalayasım var daha fazla anlatamam. Ama anlatmayacağım elbette. Anlatırsam anlamı kalmıyor ki. Pamuk şekeri bulutu yeryüzüne vanilyalı milkshake yağdırırken, biz onun altında elma şekerlerimizin boylarını ölçüyoruz çünkü. Tabiat ana yarın ne yapsak diye bana soruyor. Ben de ona biraz cupcake iyi giderdi diyorum, televizyonda ertesi gün dolu yağdı diye galyana geliyor insanoğlu. Ben onları anlamıyorum onlarda beni. Mutlu mesut geçiniyoruz. Çünkü Dünya'daki hikayem bittiğinde biri beni başkasına anlatırsa, sonuna şunu eklesin diye kasıyorum. "Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar"</span>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-21952501788322140152011-01-04T07:13:00.002+02:002011-01-04T07:13:04.424+02:00Artık Seni Özlemiyorum<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 16px;">Artık seni özlemiyorum. Artık avuç içlerimiz bir daha birbirine değmese de olur aslında. O gitarının akoru her gün bozuk gitaristin şarkılarını dinlemesekte olur. Artık seni özlemiyorum. Galata kulesinden aşağıya bakıp insanlarla dalga geçip saatlerce onlara gülmesekte olur. Bizim sayemizde ailesinin en şişmanı olmuş martı... O da ölebilir artık yaşamasa da olur. Artık...Seni...Özlemiyorum...</span><span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 16px;"> </span><span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 16px;"><em><strong>Çünkü yaradılışı defolu bir aşkın geri iadesini kabul eden bir yer buldum. Anılarım da artık küçük geliyor, giymiyorum.</strong></em></span>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-75969035923864172172011-01-02T10:40:00.000+02:002011-01-02T10:40:36.942+02:00Rüyadır rüya...Erkek : Bu gök bu deniz bu güneş şahidim olsun ki nefes aldığım her saniye senin yanında olacağım...<br />
Kadın : Aynı gök yine şahit olsun o halde sen istesende seni bırakmayacağım...<br />
Erkek : Nefesin çernobil kokuyor, dudaklarında kanser olmak vardı...<br />
Kadın : Siktir git lan! Sağdan soldan okuduklarını mı satıyorsun, kendin ol biraz...<br />
<br />
Günaydın... Dün gece gördüğüm rüyada sanki rome-juliet'ten fırlamış gibi diyaloglar geçiriyordum kız arkadaşımla. Tamam sonu böyle olmadı ama çernobilli lafı bir yerde okumuştum. Gittim rüyada onu söyledim böyle bir şey var mı ya?<br />
<br />
Sağda solda o kadar aşk üzerine yazılmış yazı okuyorum ki rüyalarımda bile onlar var. Özdemir Asaf, Cemal Süreyya, Atilla İlhan falan takip ettik yıllardır. Edebiyat derslerinde hoca bir şiir okusunda kendimize gelelim diye ağzının içine baktığımız yıllardan başladı bu şiir ve aforizma sevgisi. Şu sıralarda "çılgın msn nickleri" başlıkları açılmış forumları gülmek için tarıyorum. İnsanlar neler yazmışlar neler yapıyolar öyle inanılmaz...<br />
<br />
Dün gece gördüğümü rüya değil kabus olarak adlandırabilirdim sırf bu yüzden ama içinde Yağmur var diye elim gitmedi kabus yazmaya. Bir sahil kenarındaydık ve ben uzaklara bakarak bir yandan da elimle işaret ederek bu gök bu deniz falan diyordum. O da hayran hayran bakıyordu. Ne zaman "nefesin çern..." dedim. İşte o zaman hava kapandı. Bulutlar falan çöktü. Sonra zıplayarak uyandım. Saat sabahın 8'iydi. Bi gece önceki alkolün ve 2 saat uyumuşluğun verdiği yorgunluktandır diye düşünüyorum. Ah çılgın msn nickleri, rüyamı mahvettin, beni benden aldınız hayvan herifler...Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-29478680877639687742010-12-27T10:44:00.000+02:002010-12-27T10:44:45.281+02:00Yeni Yıl KabusuHer zaman klişelerin birbirini kovaladığı bir yeni yıl haftasına daha girdik. Teşbihte kusur var mı emin değilim ama eski yılın son haftası demeye gönlüm el vermedi. Şayet TWITTER kullanıcısı isen sen de benim gibi bıkmışsındır son hafta muabbetinden.<br />
<br />
"Seneye görüşürüz" klasiğinden sonra artan teknoloji ile birlikte yeni türev "Son pazartesi, 2010'un son haftası, 2010'a 5 kala" gibi tweetler. Yeni bir yıla girmeyi bu kadar abartmak ne derece doğru bilemiyorum ama evet ben de yeniyıl gecesi deli gibi planı olan ve köpek gibi içecek olanlardan biriyim. Ama klişeleri bu yıl tekme tokat yardımı ile def etme kararım kesin.<br />
<br />
Bilinen yeni yıl klasikleri kırmızı dondur, Migros'tan alınmış çam ağacı ve yine aynı yerden yılbaşı sepeti. Yılbaşı sepeti aslında benim en sevdiğimdi. İçinde viski olur, toblerone olur, mısır veya patates cipsi olur, bir iki bira carlsberg falan olur. Yani ayrı ayrı toparlamak yerine gidip bir migros ile yeniyıla hazırlanabilirsin. Ama dedim ya klişeleri def ediyorum bu yıl. Sepet yok. Ağaç yok. Don yok. Tombala zaten yok. Televizyon da dansöz izlemek yok. İbrahim Tatlıses ya da Ferhat Göçer'e katlanmak yok...<br />
<br />
Dünya'nın Güneş etrafındaki tam bir tur dönüşünü bu kadar kutlamak, astrolojik açıdan bakıldığına komik ve saçma bir durum. "Ay hindi mi" diye iğrenip yılboyunca yemediğin hayvanın içine 31 Aralık gecesi pirinç tıkmanın luzumu ne dimi şimdi?Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-30844949911232234182010-07-13T19:29:00.001+03:002010-07-13T19:29:35.105+03:00Sorun Çıkarmak, İstemekle Doğru OrantılıBazı bayan arkadaşlarda bir özellik keşfettim ki akıllara zarar. Kendisiyle ilgilenilmediğini düşündüğünde sorun çıkarmak. İstedikleri zaman da bunu ustalıkla yapmaları beni bende alır bir halde.<br />
<br />
Geçtiğimiz günlerde dikkatimi çeken bu konu ile savaşmak için boyalarımı sürdüm. Soruna çözüm üretmek değil tabiki tekniğim, daha büyüğünü çıkarmak... Nihahahaha Öhmm... Evet. Her ne kadar aşağılık bir davranış gibi hissettirse de bana işe yarıyor. Örnek bir diyalogla açıkliyorum... Kız ilgilenmenizi istiyor açık ve belli ama bunun için sorun çıkarıyor ve şöyle...<br />
<br />
- Aşkoooooom (iğrenç dimi :)<br />
- Efendim Bebeğim?<br />
- Bu gün bütün arkadaşlarımla kavga ettim hiç birisiyle konuşmicam artık yanlız kaldım. Bi tek sen varsın artık yanımda... Ama ya sende gidersen beni yalnız bırakırsan?<br />
- Bebeğim bende sana bunu sölicektim babam ve annemle kavga ettim bende yarın evde taşınıyorum...<br />
- Aaaa nasıl yani?<br />
<br />
Bingo! Şaşırdı şok oldu hemen seni soracak ne yapacaksın nasıl olacak diye merak edecek YES! Taktik bu beyler gerçekten işe yaradığını söylemek isterim. Örnek çok basit. Bayan arkadaşlarımız daha büyük sorunlar çıkaracaklardır elbette ama onlar için daha büyük sorunlar çıkarın. Burda tabi şöyle bir şey de var. Eğer gerçekten sorunu varsa ve bununla baş etmezseniz kaybedersiniz. Burda zekanıza güveniyorum. Sorunu ne için anlattığı ile ilgili ayrımcı olun. Eğer ilgisiz bir günün ardından size sorunla geliyorsa daha büyüğünü çıakrın. Ama baktınız soğuk, sessiz, üzgün ve durgun duruyor. İlgilenin. Onu dünyanın en iyisiymiş gibi, herşeyi başarıacakmış ve bunu yaparken yanında olacakmışsınızı verin. Sorunsuz ve düzgün bir ilişki için bunu yap oğlum. Bana hak vereceksin :) Hadi Kaçtım ÇAVGaru_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-52072176283539044352010-07-12T18:18:00.000+03:002010-07-12T18:18:15.773+03:00Kırık Cam Parçası<b>Elindeki kırık cam parçasından damlıyordu kanlar toprağa doğru. Ve o diz çökmüş karşıdan gelen ışığı kesmeye çalışıyordu tek eliyle. Gözleri artık bulanık zar zor seçerken etrafı, aşkı öldürdü diye kim gelecek yargılamaya diye merak ediyordu. Evet biraz önce aşkı hunharca katletmiş bir adamdan bahsediyoruz. Elindeki cam parçası ile onu defalarca darp etmişti. Şimdi sıkı sıkı tuttuğundan kestiği eline aldırmadan karşıdan gelen ışığı bekliyordu. Beklemeyi sevmez adam, dayanamaz yenilgiye. Bu yüzden saldırdı aşka kendi elleriyle. Her insanın aşkı kalbindedir diye vurdu defalarca camla kalbine kalbine. Şimdi ışık iyice yaklaştığında bacaklarından yukarı bir soğukluk çıkıyordu. Buna da dayanamayıp son bir kez daha vurdu kalbine... Yüz üstü <span class="goog-spellcheck-word">düşüpte</span> verirken son nefesini ağzından şunlar döküldü...</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b><i>"Seni değil, aşkı değil, sadece kendimi öldürerek yendim aşkı. Ve bu benim kazandığım en büyük zafer. Evet ben aşkı öldürdüm. Hemde yerde bulduğum kırık bir cam parçası ile. Bu kadar basit!"</i></b>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-36271510802624852642010-07-12T18:08:00.001+03:002010-07-12T18:09:52.698+03:00Süt Tozu ve Kesmeşekersert görünmek içindi sırf<br />
içtiğim sade, kapkara kahve<br />
yanında güç gösterisi için<br />
yaktığım sigara...<br />
ve acılığından içemediğim kahvemi<br />
biraz yumuşatsın diye attığım onlarca kesmeşeker...<br />
<br />
duygular devinimlerle eşitmiş meğersem<br />
sana sert görünmek için uğraştığım o kadar zaman<br />
güç gösterileri yapmak için başvurduğum yalanlar<br />
ve aslında hiçte iyi gitmeyen aramızı harikaymış gibi<br />
göstermek için aşkımıza attığım hayaller<br />
<br />
bu gün bir kahve içerken bile seni hatırlıyorum hala<br />
bu gün bir yağmurda,yolda, kaldırım taşlarında<br />
bu gün güneşte ayda lanet olsun<br />
bu gün her yerde sen varsın sadece<br />
kalbimden çıkmıyorsun buna dayanıyorum da<br />
aklımdan çıksan ne olur ki sanki...Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-20993635622978314782010-07-06T10:20:00.000+03:002010-07-06T10:20:09.234+03:00Tripcan Sevgili SorunsalıEvet başlıktan anlaşılacağı gibitripcan sevgili modeline giydireceğim azıcık. Yıllardır muzdarip olduğum bir konudur. Bir çok kız arkadaşımla bu sorunu yaşamış ve kavgalar etmişimdir.<br />
<br />
Tripcan ilk evrede kendini inceden göstermeye başlar. Önce önemli konulara trip atar. Saçmalamaz. <i>"Telefonu açmadın, suyu ayağıma döktün, gece mutfağın ışığını açık unutup uyumuşsun demek bensiz yemek yediin"</i> gibi triplere daha geçilmemiştir. Gece aramanı bekler aramazsın uyuya kalırsın falan sabah kalktığında hayatının en zor günü seni bekliyordur. Bitmişsindir artık. Karşındaki bir bayandır oğlum ve bir şeyi açıklaman deli gibi zordur. O bildiğini okuyacaktır. Kafada programlıyor şimdi. <i>"Bzzttt beni aramadı trip atmalıyım zztt bzzt "</i><br />
<br />
Tripcanın ikinci evresi daha da bir sorunludur. Ne olduğunu çözemezsiniz çünkü. 10 saniye önce trip atar yüzünüze bakmaz, 10 saniye sonra gelir "aşkım hadi soslu makarna yapalım senin sevdiğinden" diye girer olaya. Sen eblek gibi kalırsın, o seni elinden tutup mutfağa götürür. Attığı tribin önemsizliğini bilir ama yine çektirir acımaz. En basitinden yola yürürken biraz hızlı yürüsen <i>"sen beni yormaya çalışıosun dimi. Benim bacaklarım kısa ya onu söyleyeceksin zemin hazırlıyorsun dimi" </i><br />
<br />
Tripcanın 3. ve son evresinde artık herşey laçkalaşmıştır. Sanki 30 gün adet sancısı çekiyor gibi zordur. Bir gece önce onu dışarı çıkaracağınızı söylersiniz. Eve yorgun gelip <i>"aşkım gel film izleyelim yarın çıkarız"</i> dersiniz ve gayet normal karşılar.<i> "Tabi tabi dinlen"</i> falan bile der hatta. Bu iyilik nereden geliyor acaba ölecek mi falan olursunuz. Ertesi akşam eve gelip hadi çıkalım dersiniz ve o cevap kaçınılmazdır. <i>"Yok ya yorgunsundur otur film izleyelim. Hemde en sıkıcısını a. hemen uyuya kalalım bu gün cumartesi olsa ne olur Herkes ortaköy'de diye bizde olmak zorunda değiliz gel otur."</i> Şoklardan şoklar beğen. Dün burada oturup sana anlayışla cümleler sarfeden kız uçtu gitti abi! Ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Ama gecenin sonunda ne olur biliyor musun? Üzerine en şık kıyafetini giyer gelir sanada birşeyler hazırlamış ütülemiştir. Yanına koyar "makyaj yapana kadar hazır olursun umarım" der ve yatak odasına gider. Kafan gel gitten ambale olmuştur ama sonuçta o akşam çıkarsın. 3. evre dünyanın en gereksiz trip evresidir ve zordur...<br />
<br />
Bunları kategorilere ayırmak istemezdim çünkü hali hazırda trip kavramı nefret ettiğim olaylardandır. Öyle ağır tripler çekecek sevgiliye köpek olacak bir adam değilim. Hea karşımdakinin davranışlarıyla da ilgili tabi. Dünyanın en anlayışlı insanı olan birine it'de olurum, tasmayıda kendim bağlarım bu akdar basiit. Ama tripcan sevgili dünyadaki en zor sorunsaldır. Ve işin garibi çaresi yoktur. O trip atmak isterse her türlü neden bulur.<br />
<br />
- Sence ben güzel miyim?<br />
- E güzelsin tabi aşkım nereden çıktı şimdi bu?<br />
- Bana 3 gündür çok güzelsin demiyorsun!<br />
- Aşkım biliyorsundur diye ben hani<br />
- Sus bırak artık güzel değilim dimi. Yaşlanıyorum dimi...<br />
<br />
<br />
- Bebeğim şu tuzu uzatır mısın?<br />
- Hea sen yeme tansiyonun düşer, yaşlandın mı demek istiyorsun?<br />
- Hayır yemek tuzsuz ona tuz atacağım sadece<br />
- He yani şimdi yaptığım yemekleri de beğenmiyorsun. Tamam ben anladım...<br />
<br />
<br />
- Hayatım kırmızı elbiseni giy bence bende kırmızı kravatımı takarım kombine ederiz.<br />
- Ne yani kıyafetlerimiz kombine olmasa bu çirkin kız bu dalyan gibi çocuğun sevgilisi olamaz derler diye mi böyle yapıyorsun. Giymiyorum kırmızı falan mor giyeceğim...<br />
- Oha hayatım master yaptın konu üzerine.Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-29981006351819678452010-07-01T10:45:00.000+03:002010-07-01T10:45:44.343+03:00İnsanlar ve Sonsuz İstekleri<span class="Apple-style-span" style="color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px;"></span><br />
<h3 class="UIIntentionalStory_Message" data-ft="{"type":"msg"}" style="color: #333333; font-size: 13px; font-weight: normal; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; overflow-x: hidden; overflow-y: hidden; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><span class="UIStory_Message">İnsanlar... Onlar gerçekten bazen doyumsuz olabiliyorlar. Elinden gelenin en iyisini yapmayacaksın o yüzden, hiç bir şey yapmayacaksın ki sonunda yenilgiye uğrama gibi bir durumun olmasın.. Zaten yapmamıştım diye avunabiliten olur hiç olmazsa.</span></h3><div><br />
</div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Elinden gelenin en iyisini yapayım derken daha çok yıpranıyor insan. Bir sonuç bekliyorsun, güzel bir tepki belkide. Ama hiç bir şey yapmamış olsan düşünsene, ne bir beklentin olur, ne beklediğin olmadı diye bir yıkımın. Bunu istediğin her konuya oturt. Çok geniş bir kavram ama kalıp olarak bunu yaşam tarzı olarak belirlemesi zor. İşin ucunda komple yanlızlık var ondan da korkuyoruz bazen. </span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"><br />
</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Bu blog olmasa gerçekten boğulucam sanırım. Burası varda burada yazıp dertlerimi döküyorum içimi patır patır. Çünkü insanlar... Onlar hiç bir şeyi anlamazlar. Onlar beğenmez sevmez. Siz hiç yapamadığınız halde ödünler verirsiniz kendinizden ama karşı taraf o kadar saçma bir tepki verir ki. Farkıdna bile değildir bu verdiğiniz ödünün. İnsanlara bunu anlatamazsın da. Sinirlenirsin kavga edersin. Sonra bir de suçlu çıakrsın üstüne, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali. Hey allah sabır dilemekten başka çare yok...</span></div>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-80209940077339234902010-06-26T10:21:00.002+03:002010-06-26T10:21:29.087+03:00Hiç Soğukta Ağladın mı?<span class="Apple-style-span" style="color: #444444; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19px;"></span><br />
<div class="post_title" style="font: normal normal bold 22px/normal Arial, Helvetica; line-height: 1.3; margin-bottom: 10px; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 14px; font-style: italic; font-weight: normal; line-height: 19px;">Daha önce hiç soğuk bir havada ağladınız mı?</span></div><div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><em style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Yüzünüze düşen kartaneleri yaşlarınıza karıştı mı hiç?</em></div><div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><em style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Ağladıktan sonra elmacık kemikleriniz karıncalandı mı?</em></div><div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><em style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Bana bir kere olmuştu…</em></div><div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><strong style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Buz gibiydi hava. Kar iri taneli ve ağır ağır yeryüzüne düşüyordu. Tam en sevdiğim gibi haklısın. Gözlerime girmesini engellemek için gözlerimi daha sık açıp kapayarak gökyüzüne kaldırdım kafamı. Gözyaşlarım süzülüp kulaklarıma değerken uyuşuyordu elmacık kemiklerim. Ellerim üşüyordu evet ama yanaklarım buz kesiyordu. Sen soğukta ağladın mı hiç?</strong></div><div style="margin-bottom: 10px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><strong style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Gariptir soğukta ağlamak. Artık buz gibi olmuş suratın yanar ya bazı kış günleri rüzgara karşı direterek yürürken. O seni uçuracağından emin sense delip geçeciğinin kararlılığında… İşte o zaman ağlamaya başlarsan üşür yanakların. Yanma hissini tuzuna bırakır göz yaşının. Rüzgardan yaşardığına inandırısın kendini ama bal gibi ağlıyorsundur işte. Rüzgar kamufle ederken yaralarını insanlara karşı, senin içinde bir kasırga vardır. Sen o kış çekip gittin ya hani. Ben o zaman çok ağladım. O günler benim elmacık kemiklerim çok uyuştu ya da çok ortak çalıştık rüzgarla… </strong></div><div style="margin-bottom: 0px !important; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 10px; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;"><em style="margin-bottom: 0px !important; margin-top: 0px !important; outline-color: initial; outline-style: none; outline-width: 0px;">Sen o kış çekip gittin ya o kış hiç bitmeyecek sandım…</em></div>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-11478213301992694682010-06-21T15:08:00.000+03:002010-06-21T15:08:26.468+03:00Saçmalıklar Silsilesi<ul><li><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><b>Ortaokul, lise dönemlerinde fırlama olduklarını zanneden arkadaşlar birbirlerine eşek şakası yaaprdı. Bunlardan en gerizekalıca olanı otururken altından sandalyeyi çekmeleridir. Hiç maruz kalmadım ama sandalyeyi çekmekle kalmayan, çektikten sonra sandalyeyle depar atarak kaçan öküzler gördüm ben.</b></span></li>
</ul><ul><li><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><b>Toplu taşıma aracı ile seyahat eden yaşlı kadınları pek sevmem. Taksim otobüsüne binerken, sanki taksim ilk yardıma gidip ilaç yazdıracakmış gibi "ay, ay, ay, of, of, of" iniltileri ile "oğlum yer versene yaşlıyım ben.200 yaşındayım" havası vermeleri beni deli ediyor</b></span></li>
</ul><ul><li><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><b>2010 yılında hala dinlediği müizk için yargılanan çocuklar var. Bu en tilt olduğum konudur. "Ne o öyle bağır öağır biraz insan gibi müzikler dinlesene". İnsan gibiden kasıt kim pardon da? Kral Tv müziğini dinlemiyor diye sevinmesi gerekir milletin ama nerdeee?</b></span></li>
</ul><ul><li><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><b>Siyasi kimlikler birine laf attı mı haberciler hemen cevap doğan kesime röportaja giderler ya. Çok tavımdır ona. Kemal Kılıçdaroğlu emeklilere sallamış. Ertesi gün Star haber hemen gidip Emekliler Sendikası bilmemne kurulu başkanı ile röportaj yapmış. İşçiye laf ederler Sendikalar cevap verir falan. Hayır bir gün hayat kadınları ile ilgili konuşsalar kime gidecekler çok merak ediyorum. "Evet bu gün fahişeler odası başkanı ile birlikteyiz." TFO... Türkiye Fahişeler Odası varmış mesela...Saçmaa...</b></span></li>
</ul><ul><li><span class="Apple-style-span" style="color: #990000;"><b>Eski tiyatrocu ya da Yeşilçam oyuncularının şimdi fakirlik çekmesine zerre üzülmüyorum. O zamanlar götürdüler paraları karıları sonra birikim yok. Sokakta sürünyorlar. Tamam halk takdir ediyor ama ölüyorsun a.q ya. Yeni nesil örnek alır inşallah. 15 sene sonra Oğuzhan Koç'u elinde gitarla Taksim'de bulmayalım. "Beni aldılar. İpe koydular"</b></span></li>
</ul><div><br />
</div>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-85623163561906557022010-06-20T17:41:00.000+03:002010-06-20T17:41:04.151+03:00Trip AtmakHayatımda trip kadar saçma bir şey görmedim. Kadınların ise bu konudaki ustalıkları beni benden alıyor. En ufak detaydan bile bir trip çıkarabilirler. Bazen ebeveynlerin kız çocuklarına konuşmaktan önce trip atmayı öğrettiklerini düşünüyorum. Ya da kadın beyninin yüzde 40 gibi bir bölümü bu iş için çalışıyor. Arasında gidip geliyorum iki konunun.<br />
<br />
Telefonunuz kapalıdır trip atarlar, msnin açk kalmıştır trip atarlar, msnde 2-3 dakika geç yazarsın trip atarlar, facebookta başka bir hatunun paylaştığı videoyu beğenirsin trip atarlar, twitterda mention'a trip atarlar, Retweet edersin " kim o çk mu beğendin" diye trip atarlar, nefes alırsın trip atar, almazsın trip atar, çok güzelsin dersin "biliyorum beni kırmamak için yapıosun" derler trip atarlar, bu kıyafet yakışmadı olmadı dersin bu sefer "ama biraz nazik olabilir ve beğenmiş gibi yapabilirsin" derler trip atarlar. Ne olduğu hiç önemli değildir. Onlar trip atmak istiyorsa elbet bir olay veya olgu vardır. Olmasa bile yaratırlar. Durup durup fedakarlık soruları sorarlar. Cevabı beğenmezlerse trip atarlar. Beğenirlerse de çok abartıyorsun derler bozarlar.<br />
<br />
Kadınları anlamanın zor olduğunu yüzlerce insan yazdı çizdi o konuya girmeyeceğim elbette ama en anladığınız kadın bile bunu yapacaktır. Trip atan kadınlarla dalga geçen diğer kadınlarda gün geliyor tribin kralı oluveriyorlar birden. Bu yüzden sonra erkeklerin zora gelemediği kanısına varıyorlar. Erkekler zora gelebilir ama saçmalığa katlanmak gerçekten çok zor.Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-46248984105738976772010-06-16T01:43:00.001+03:002010-06-16T01:43:29.170+03:00MÜZİK<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9yqD91oKBLl9lVjoQsmhM4bqXjz4nwbteuE0-JbTKR5aLO9cFj6SYEWUf5Bh6KbwkgwatPwzEEH9rbkEub8tRtF2XnrxRC3o5YzMt2HREaozXNEKHrvsaTtZVnIPqSgkn1L-2X6dOPmU/s1600/music.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9yqD91oKBLl9lVjoQsmhM4bqXjz4nwbteuE0-JbTKR5aLO9cFj6SYEWUf5Bh6KbwkgwatPwzEEH9rbkEub8tRtF2XnrxRC3o5YzMt2HREaozXNEKHrvsaTtZVnIPqSgkn1L-2X6dOPmU/s320/music.jpg" /></a></div>Kimine göre ruhun gıdasıdır. Boşversene. Hiç yediğin bir şeyden sonra üzüldün mü? Ya da yediğin için çoook mutlu olduğun bir şey oldu mu? Benim olmadı. Başkasının olması da saçma geliyor zaten. Harika bir muffin'den sonra aman tanrım ne güzel diye kalkıp oynayan var mı aranızda? Yada karnabahar yedikten sonra kendini üzüntüden alkole vuranınız? Bu yüzden müzik ruhun gıdası falan değildir. Sahtekarın tekidir ama bağımlılık yapar.<br />
<br />
Sevgilileri mesela. Kendilerine hemen bir şarkı seçerler ve "bu bizim şarkımızzzzz" diyerek o şarkıyı benimserler. Sonra ne olur? Bunlar ayrılır. Üzülen taraf, ayrılığı istemeyen taraf onu dinler dinler içer. Mutlu gülerken birden o şarkı çalar bir yerlerden ve omuzları çöker. Ve o seçilen şarkı öyle yavşaktır ki illa bi yerlerden çıkar mutlaka. Besteleneli yıllar olmasına rağmen çok sevilir ne hikmetse. Nostalji diyerek bangır bangır çalarlar acımasız ibneler... Yine yaşadım ondan biliyorum. Ağzıma sıçan bir şarkı var evet.<br />
<br />
Müziğin evrenselliği de var bir de. O konu hakkında da konuşmak isterdim ama son vuvuzela katliamından sonra her enstrümanın evrensel müzik yaratacağına inanmıyorum artık.<br />
<br />
Ruhun gıdasıymış. Bu yaşıma kadar çok şarkı dinledim, her türden her gruptan,ülkeden ama hiç biri gıda değildi. Tamam bazı şarkılar var sabah uyandığında seni gülümseten <span class="Apple-style-span" style="color: #666666;">(Beirut - Postcards From Italy)</span> ya da çok mutlu neşeliyken bir defa dinlemen le omuzlarını çöktüren <span class="Apple-style-span" style="color: #666666;">( Nine Inch Naıls - Hurt "cover'ı")</span>. Ama genel anlamda gıda ile bağdaştıramadım bir türlü. Hiç bir zaman yediğim cheese cake'ten sonra zıplayıp parmaklarımı şıklatmadım. Ya da en sevmediğim balık besinin tükettikten sonra sigara ile rakıya sarılmadım. Müzik ruhun gıdasından çok rengi olabilir anca. Ruhuna renk verir. Beyaz renk verir neşeli olursun, çat bi 3 dakika ile siyaha çevirir karalar bağlarsın. Müziğin kendisi değil ama bazı şarkılar ciddi çok .....................+18Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-49821386178350368102010-06-15T18:34:00.001+03:002010-06-15T18:38:32.617+03:00Aşk'ın Zor Kısmı<b>Aşk'ın en zor kısmı bittiği zamandır. Bir çekip gider ya öylece. İşte o gün başlar bütün zorluklar. İlacı bulunamayan bir acı sürekli akan göz yaşları, sürekli tabakta bıraktığın öğün yemekleri, paket paket harcanmış peçete kağıdı ve son olarak midene hiç anlamadığın anda çöken o pis ağrı. Şimdi bana kimse anlatmasın " aman hiç olmadı bana, ben aşk acısı çekmem hem aşk diye bir şey yok"...</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Acayip tilt olurum aşka inanmayanlara da neyse konuyu dağıtmayacağım bu sefer :) Aşkın en zor kısmı o gittikten sonra başlıyor gerçekten. Yeri doldurulamaz kocaman bir boşluk bırakıyor sende yıllarca onu doldurmak için götünü yırtıyorsun. Çoğu zaman gidenin umurunda olmaz. Sen üzerine raid sıkılmış sivrisinek gibi yerde çırpınırsın, o da üzerine gazeteyle vurur! Dinlediğin her şarkı onu hatırlatır. Müzik zevkin kayar anasını satayım. Yatağına baş aşağı yatıp elindeki peçeteyi gözlerine sıkıştırır hıçkıra hıçkıra ağlarsın. Ama bu ilk 1-2 saat içindir. Şoktan olsa gerek. Sonra düşünüp anam diye ağlamadım ya hiç belki de ondan bilmiyorum.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Aşk yaşarken ne kadar zorsa al onu çarp ikiyle. Hah çıkan sonuç bittiğindeki zorluğu verecek. Tabi yaşarken laylaylom her yer toz pembe ooo hayat süper. Çoğu kişinin ulaşım aracı kullanmamadan uçarak seyahat ettiğini biliyorum aşıkken. Yağmur ıslatmaz, kar üşütmez, sel götürmez, deprem yıkmaz. Tabi tabi alt tarafı aşıksın be kendini süperman ilan etmenin ne anlamı varsa.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Aşk'ın zor kısmı o gittiği zaman arkasından bakıp ta bir şey söyleyememektir. Böyle boğazına düğümlenir kelimeler konuşmak istesen bile saçma bir şey çıkar.,</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b><i>A : Ben gidiyorum artık bitti!</i></b><br />
<b><i>B : Eeaa çay koymuştum?</i></b><br />
<b><i><br />
</i></b><br />
<b><i>A : Ben gidiyorum artık bitti!</i></b><br />
<b><i>B : Bu sene çok sıcak olacakmış yaz.</i></b><br />
<b><i><br />
</i></b><br />
<b><i>A : Ben gidiyorum artık bitti!</i></b><br />
<b><i>B: Yemek sepetinden pizza sipariş ediyordum. Çift hamur dimi?</i></b><br />
<b><i><br />
</i></b><br />
<b><i>A : Ben gidiyorum artık bitti!</i></b><br />
<b><i>B : Ondan sonra adam geldi dedi ki... Çat...Oha gitti...</i></b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Gitti tabi. Kal deme sonra gitti. Gerçi haklısın gideni tutamazsın salıcan gitsin de belki bişeyler yapardın diye düşünmüştüm. Biri gidiyorsa saçmalarsın. Çünkü eksikliğin büyüklüğü ölçülemezdir. Banyodan bir diş fırçası eksilir. Gece 2 kişilik yatakta tek başına çapraz yatarsın. Televizyonu izlerken kumanda için savaşacağın biri yoktur. Hatta sırf sen seviyorsun diye seninle play station bile oynayan o kız, biraz önce kapıyı hızlıca çarparak gitmiştir. Bu o kadar büyüktür ki normal bi insan kaldıramaz. Superman, Ronin, Shrek belki , Ninja Turtles falan olsa umrunda olmazda, sen bir insansın. Nefes almaktan daha mükemmelini yapamazsın. O gitti sende şimdi 1 hafta depresyona gir, 3 hafta psikolojik bunalım, sonra hiç bitmeyecek anıların flashback'i ile uğraş dur hayatın boyunca... Hadi kaçtım ben!</b>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-74387878460679497002010-06-15T08:10:00.001+03:002010-06-15T08:11:15.480+03:00Venedik Civarında Bir Gezinti<object width="400" height="300"><param name="allowfullscreen" value="true" /><param name="allowscriptaccess" value="always" /><param name="movie" value="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=12358381&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" /><embed src="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=12358381&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always" width="400" height="300"></embed></object><p><a href="http://vimeo.com/12358381">Around Venezia</a> from <a href="http://vimeo.com/user869654">Icam</a> on <a href="http://vimeo.com">Vimeo</a>.</p><br />
<i>Venedik normal bir şehirden fazlası. Benim büyülendiğim 3-5 şehirden sadece bir tanesi. Şimdi bu eşsiz şarkıyla izleyince gerçekten değişik hissettim. Görüntüler muazzam. Venedik. Bir daha istedim yahu...<b></b></i>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-42864008255271325132010-06-15T08:02:00.002+03:002010-06-15T08:05:14.990+03:00Uyandırdın ama...<span style="font-weight:bold;">Gary Moore'u daha önce dinledin mi bilmiyorum ama dinlemeden ölmemen gerektiğinden eminim. Still Got The Blues şarkısı bir çok gitaristin hayranlıkla dinlediği bir şarkı olsa gerek. Notaların arasındaki akış ve müziğin iç gıcıklaması aman yarabbi... Uyumaya çalışıyordum yatakta dönüp dolaşırken aklıma geldi briden. Bir dinleyip öyle uyurum dedim ama al işte Blogger'a konu bile oldu. Uyku hala yok evet.</span><br /><br /><object width="400" height="300"><param name="allowfullscreen" value="true" /><param name="allowscriptaccess" value="always" /><param name="movie" value="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=5372156&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" /><embed src="http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=5372156&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always" width="400" height="300"></embed></object><p><a href="http://vimeo.com/5372156">Gary Moore - Still Got The Blues</a> from <a href="http://vimeo.com/benimadimkoray">BenimAdimKoray</a> on <a href="http://vimeo.com">Vimeo</a>.</p>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-74168573280692786532010-06-15T05:08:00.001+03:002010-06-15T05:08:39.976+03:00İnsanların Anlayışlarına Ne Oldu Böyle?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://designreviver.com/wp-content/uploads/2009/04/angry.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="199" src="http://designreviver.com/wp-content/uploads/2009/04/angry.jpg" width="320" /></a></div><b>Günler geçtikçe insan evladı bir öküz oluyor ki sorma gitsin. Anlayışınıza ne oldu sizin? Nereye sakladınız? Sevgililer alttan almanın ve düzeltmenin ne olduğunu unutmuşlar. Herkes </b><b>Angelina</b><b> </b><b>Jolie</b><b> ya </b><b>mınakoim</b><b> bir burun kalkıklıkları görmen lazım. Birine "neden" diye sormadan çıkışılır mı yahu? Hangi devirde yaşıyoruz. Önce neden dersin baktın mantıksız bir açıklama geliyor sonra sıç ağzına bir şey dersem na mertim. Ama karşılaşır karşılaşmaz </b><b>çem</b><b> </b><b>çem</b><b> çemkirenlerden nefret ediyorum.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Sevgililer tamam </b><b>trip</b><b> atmak için boşluk kollarlar. Hatta bazı bayanların bundan zevk aldığını biliyorum. Yaşadım diyorum sana ya daha ne diyeyim. Neyse arkadaşlar da böyle olmuşlar. 10 gün aramazsın sitem eder " ay görüşemiyoruz artık" diye. Ararsın hadi yarın </b><b>bir şeyler</b><b> içelim dersin "çalışıyorum" der. Öbür gün? "Ay kuzenim evleniyor" Öbür gün "ay ne bilim". Cevabım belli. </b><b>Bi</b><b> siktir git yani.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Çok ukala ve kendimi beğenmiş olduğumdan dem vuranlar çok. Hatta yeni moda diye buna "ay çok artistsin" diyorlar. Hiç bir şekilde kendimi savunamayacağım çünkü ukala olduğum doğru ama bunun için sebeplerim var. Ben ukalayım kardeşim ama herkese değil. Sana, ona, buna. Bunu hak edene. Kimse kusura bakmasın ama İşletme okuyup </b><b>Paleolitik</b><b> Çağ ile ilgili tez hazırlıyorum diyen bir insana ukalayım. Bana dürüst olacaksın arkadaş. Sıkım sıkım sıkıyorlar yalanları. Sonra ne sıktığını da unutuyorlar işin kötüsü. Ya o öle değildi böle değil miydi diye sorduğumda da bin dereden su getirmeyi başarıyorlar. Hayatımda hiç ben çok sivri dilliyim anında lafı yapıştırırım kalırsın öyle </b><b>triplerinde</b><b> gezmedim. Ama hak edene de yapayım izin verin. </b><b>Blog</b><b> seni seviyorum sabah sabah sinir boşalttım.</b>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-85157528274456928722010-06-15T01:06:00.000+03:002010-06-15T01:06:49.649+03:00Biri Beni Gözetliyor.<b>Çocukluğumdan beri çok sevdiğim insanlar benim gözümün gördüklerini görebiliyorlar diye düşünürdüm. Bu son 5-6 seneye kadar böyle geldi. Ayna karşısında ciddi takılıyordum ama dalga geçerler sonra diye. Güya benim gözüm ne görüyorsa görebiliyor.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Bununla ilgili bir tekniğim bile vardı. Beni gördüğünü düşündüğüm hep kız arkadaşım olurdu. Sanki gözlerini kapayınca benim gözlerim oluyor ve görüyor. Evet ciddi ciddi buna inandım çoğu zaman. Çıplak aynanın karşısında gezmedim. +18 bölgelerime gözümü kaçırmadım. Hatta bir çok insanın işerken tavana bakmalarını bu yüzden sanırdım. Abi bir tek bende olacak değil ya herkes böyle gibiydi. Gözlerini kaçırıyordu yani.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Son 5 yılda baktım madem böyle bir şey var anasını satayım ben niye göremiyorum kızın gözünü? Bu işte bir terslik var. Gittim bir arkadaşımla paylaştım 6 ay boyunca dalga geçince dedim tamam böyle bir şey yok :)</b>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-77849212098124568402010-06-15T00:23:00.000+03:002010-06-15T00:23:56.256+03:00Ne Ararsan Var!<b>Zamanın birinde hatta başlangıcında mı demem lazım bir herif geçmişe giderek ilk insana Bilgisayar veriyor efendim. İlk insan da soru yor " Bunu kaç kişi kullanabiliyor". Bilgeadam cevap veriyor "Sadece 1 kişi". İlk insan diyor ki "Al götür o zaman bu bizi yanlızlaştırır.İlişkilerimizi bozar."</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Evet hikaye tamamen pipimden attım. Gayet belli olduğu üzere. Şunu anlatmak istiyorum bu internet bizi gerçekten uzaklaştırdı. Arkadaşımla msnde konuşmak dışarıca bir yerde kahve içmekten daha zevkli halde. Hele bir de Twitter, Facebook'ta yazdıklarınız takip eden ve olumlu yorum yapanlar varsa tamam iyice tükendin. Artık internetin kölesisin, arkadaşının siklemeyeceği şeyleri onlar dinleyecek ve beğenecek çünkü hoş geldin.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>3-4 gün bilgisayarsız kaldım. Babamın laptop'una muhtaç belirli saatlerde girebildim nete ve içim içimi kemirdi. Aşk-ı Memnu izledim. Beşir çok güzel fakir rolü yapıyordu. Yere falan düşündü süründü helal çocuğa. Türk Malı'nı izledim. Seviyesiz berbat bir komediydi ama izleyenler var ki sağda solda "ne kadannnnn" diyen insanlar dolu.(Bknz : Abiye Kuzu) Efendim o zamanlar Dünya Kupası'da başlamamış. Nasıl bir sıkıntı anlatamam. Odamın duvarına keçeli ile çizdiğim resimler bundan kaynaklanmakta.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Bu yazı da şunu gördüm ki ilk insanla ilgili tezatları yazmaya çalışırken konu kollara ayrıldı nereye gitti:) En sevdiğim de bu zaten. Blog! İstediğin her şeyi yazabiliyorsun. Kim okumuş okumamış umrunda değil. Blog kullanıcısı olmayan ama yazılarımı Facebook'ta yayımladığımda takip eden ve beğenen arkadaşlar var tabiki ve teşekkür ediyorum hepsine tek tek. Bak gördün mü Konu yine dağıldı.</b><br />
<b><br />
</b><br />
<b>Geçen gün "Arog" filmini izlerken geldi aklıma. Acaba ilk zamanlar da ARİF gibi biri var mıydı? Bakıyorum gerçekten çok garip icatlar var. Şartların zorluklarıyla ortaya çıktı diyorlar da. Şartlarda bir yere kadar arkadaş. Adam çakmak taşını birbirine vurup ateş yakıyor. Yok ebesinin şartı artık. Bunları araştırırken Din ve Darwinizm'i düşündüm. Ve bazı noktalarda çıkış bulamadım. Bir dinci bir de Darwinci bulup kapıştırıcam yakın zamanda. Hatta bahis falan oynayacağım üzerine "yürü be oğlum hadi dindar bastır".</b><br />
<b><br />
</b><br />
<i>ps : Saat 00:25 ve hava sıcaklığı 26 derece. Bu bir ceza gerçekten.</i>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-28799314726994861352010-06-14T04:57:00.003+03:002010-06-14T19:59:00.604+03:00TAŞINIYORUZ o.O<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6QBqSS46G1bpmw5Ajqjc6spdlq8O4gz8VpH8W3m1bErDk6M9WbQxO_x5Je_1zNEsNGM9RoMzAWbAwpaeofzCX7ooxWohf2BAHAUSz6ywluPVNtrEIDZlHrkFXxSVQ96aNYn4F79xXIc/s1600/worldofboxes.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6QBqSS46G1bpmw5Ajqjc6spdlq8O4gz8VpH8W3m1bErDk6M9WbQxO_x5Je_1zNEsNGM9RoMzAWbAwpaeofzCX7ooxWohf2BAHAUSz6ywluPVNtrEIDZlHrkFXxSVQ96aNYn4F79xXIc/s320/worldofboxes.jpg" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6QBqSS46G1bpmw5Ajqjc6spdlq8O4gz8VpH8W3m1bErDk6M9WbQxO_x5Je_1zNEsNGM9RoMzAWbAwpaeofzCX7ooxWohf2BAHAUSz6ywluPVNtrEIDZlHrkFXxSVQ96aNYn4F79xXIc/s1600/worldofboxes.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="color: black;"><br />
</span></a></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF6QBqSS46G1bpmw5Ajqjc6spdlq8O4gz8VpH8W3m1bErDk6M9WbQxO_x5Je_1zNEsNGM9RoMzAWbAwpaeofzCX7ooxWohf2BAHAUSz6ywluPVNtrEIDZlHrkFXxSVQ96aNYn4F79xXIc/s1600/worldofboxes.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="-webkit-text-decorations-in-effect: none; color: black;">Bu gün itibariyle tam 45 gün sonra 16 sene oturduğumuz mahallemizden taşınıyoruz. Evet çok uzak değil belki taşındığımız yer ama pencereden mahalleye bakamayacak olmak... 16 sene dile kolay neler yaşadım yahu.</span></a> <br />
<br />
Bir arsamız vardı mahallede maç yaptığımız. Boş arazinin zemini full çakıl taşı ve kırık bira şişesi parçaları ile doluydu. Arazinin tam ortasında da bir kütük. Bir çınar ağacını kesmiş hayvan herifler ve dibi toprağın içinde hala. Kütükte 15-20 cm falan çıkık. Bu engellere rağmen ne maç yaptım ben orda be. Yer cam dolu şarrrr adamın ayağına kayıyorduk heryerimiziden kan geliodu ama gülerek devam ediyorduk. Ulan şimdi yürümem bile ayakkabımın altına sıkışacak diye.<br />
<br />
Taso vardı. Tasoyla bu mahallede tanıştım ben. Kapçilik, köktüm gibi terimleri vardı usta zor yani. Deli gibi taso oynardık. En sevdiğin tsoyu kaybedince karşısındakinin ümüğüne sarılırdın " oğlum ver lan geri babama seslenirim bak.Şakadan oynamıştık salakmıyım ben yepisyeni tasoyu ortaya koyiim" o.O Hatırla olmadı yapmadın mı?<br />
<br />
<br />
Ve şimdi taşınma günü. Tamam hayalini kurduğum çatı katına kavuşacağım. Alt katta annemler otursada, içeriden merdiveni olsada benim lan orası. Tek başımayım lan :) İstediğim karga gözü camlar gece uyurken yıldızlara bakmak... Burayı çok özleyeceğim ama oraya taşınınca unutabilirim.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY6Gj26PCWbXeKuw5R-DqR8V2e06e-fN9ASqtRX2o0QdCUWtsWnouPm2cmqL206LvRQn8KzRq4m4RUIHXMMugrChb8bcYHhwQdFmRJtfyw1Jc4I6WfPVEtw54iWmYfriElIg_fPOaG-Vo/s1600/moving-boxes.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY6Gj26PCWbXeKuw5R-DqR8V2e06e-fN9ASqtRX2o0QdCUWtsWnouPm2cmqL206LvRQn8KzRq4m4RUIHXMMugrChb8bcYHhwQdFmRJtfyw1Jc4I6WfPVEtw54iWmYfriElIg_fPOaG-Vo/s320/moving-boxes.jpg" width="265" /></a></div><br />
<br />
Gelelim taşınmamın zorluklarına. Tek tek bütün eşyalarını kolileyecek olmak. Özel eşyaları ayrı bir koliye, kıyafetler, üzerine keçeli ile "KIRILABİLİR AMA" yazmalar. Taşınmanın bir raconu var kardeşim. Amele gelecek şimdi en sevdiğin kitapları koyduğun kutuyu çat diye fırlatacak kamyona. Hop abi napıosun diceksin. "Onu o bişey olmaz o kamyonun içi elyaftır o yumuşatır sertliği alır o" gibi saçmalayacak. Taşınmak zor zanaat özlemi var, kolisi var, nakliye arabası var...Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-12805464275528542242010-06-14T03:40:00.000+03:002010-06-14T03:40:39.815+03:00Sami :)<b>Uzun zamandır Sami ile yerlerde yuvarlanmaktayım. Her insanın söylemek istediği ama söyleyemediği her şeyi sami söylüyor :) Ve buna çok gülüyorum. Kimse onunla dertleşemiyor. Her konuya kapak oturtabilecek cümleleri var. Hiç istemedin mi böyle şeyler söylemeyi. İstedin itiraf et :) Ama kırılmasın bozulmasın. Sami anadolu delikanlısı adamın .... kor valla....</b><br />
<div style="text-align: justify;"><i><span class="Apple-style-span" style="color: #cc0000;">Buyrun o zaman çerez...</span></i></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHiuC6Y2Q-_FjlKBSS-kyq1mUDvVjolw9Tvo13y7kfEzL17CXcxXrxqHdeVuEtOVViuz7hm2K3mI0t3FBg_72a5tJwKF37yftzT-7BEs-eJ3TlDZ6N9tfrEBaeUYzKJdJx3SUAEUKfzWA/s1600/25428_372216542223_320825162223_3688518_7998789_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHiuC6Y2Q-_FjlKBSS-kyq1mUDvVjolw9Tvo13y7kfEzL17CXcxXrxqHdeVuEtOVViuz7hm2K3mI0t3FBg_72a5tJwKF37yftzT-7BEs-eJ3TlDZ6N9tfrEBaeUYzKJdJx3SUAEUKfzWA/s320/25428_372216542223_320825162223_3688518_7998789_n.jpg" /></a></div><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTmZZa3sxx73pdwgebJ8CO9-gtYtX8w1noZkbe_IMDteV_CnvvL92VkQtsNbNqlfek1nEALgzD-Uc2d1Obe9m9VL-B20TxupnTFmNj5xQ2p4p2xRw7j8TnX7otvMJMyUd4aN11M6oXB3c/s1600/25428_372216672223_320825162223_3688521_6919448_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgTmZZa3sxx73pdwgebJ8CO9-gtYtX8w1noZkbe_IMDteV_CnvvL92VkQtsNbNqlfek1nEALgzD-Uc2d1Obe9m9VL-B20TxupnTFmNj5xQ2p4p2xRw7j8TnX7otvMJMyUd4aN11M6oXB3c/s320/25428_372216672223_320825162223_3688521_6919448_n.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9XINq8mIV3b1445APfDbDF3u5meyAnHbM6oCveZEa6PKUhqQQqdQpKsK5YW_c_lc8WBnV1I_y6OeUbPiBfNqFC2O7x6bfZbJDZ86k14e2HWFvdb3HgVr2WaU0Pn7Se_szU2Z955yncl8/s1600/26519_375810557223_320825162223_3771537_2485582_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9XINq8mIV3b1445APfDbDF3u5meyAnHbM6oCveZEa6PKUhqQQqdQpKsK5YW_c_lc8WBnV1I_y6OeUbPiBfNqFC2O7x6bfZbJDZ86k14e2HWFvdb3HgVr2WaU0Pn7Se_szU2Z955yncl8/s320/26519_375810557223_320825162223_3771537_2485582_n.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgWQHeX1zqFhUwyVMrmLEh5xCuVWF_-QkJlYWwUxP4Doy6bl2nObSL98F6L2bYTrcvEXl1cc0C6s9xrabwC9gajBRkPG0T36U6KRYtiNXS7IGThQjextF2RZ2AgRx_3g-9NuX2CkPtPQI/s1600/26519_375810822223_320825162223_3771547_2361751_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgWQHeX1zqFhUwyVMrmLEh5xCuVWF_-QkJlYWwUxP4Doy6bl2nObSL98F6L2bYTrcvEXl1cc0C6s9xrabwC9gajBRkPG0T36U6KRYtiNXS7IGThQjextF2RZ2AgRx_3g-9NuX2CkPtPQI/s320/26519_375810822223_320825162223_3771547_2361751_n.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXMyR7lUXmEPjpreLpKHajYqc5YMvxDhebpz3w8gFaCK4Li2ivEbDAJQjmPJa5a4cyyrA_1OS0nYjSx1BGiv5pKDRrD8yLhwf8GVZ5cE7RLHEWdHfInMy6poSdHEpKI9Fwg-s0joMKNYM/s1600/sami.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXMyR7lUXmEPjpreLpKHajYqc5YMvxDhebpz3w8gFaCK4Li2ivEbDAJQjmPJa5a4cyyrA_1OS0nYjSx1BGiv5pKDRrD8yLhwf8GVZ5cE7RLHEWdHfInMy6poSdHEpKI9Fwg-s0joMKNYM/s320/sami.jpg" /></a></div>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2382686873689823053.post-87195191688048659072010-06-07T01:57:00.002+03:002010-06-07T01:57:56.951+03:00Kızlar, kızlar, kızlar...<b></b><div class="copy"><b>Hani Dünya’da hep erkekler kabadır klişesi var ya. Ben kadının apaçisi,abazası ve kabasıyla birebir tanıştım arkadaş yaşadığım süre boyunca. Sadece erkek değil abaza olan. Ya da kadının apaçi giyimlisi, apaçi müziğinden hoşlananı. Ve gerçekten bu önyargıya bir dur demek istiyorum.<br />
<br />
Bir erkeğin apaçisi çekiliyor da bayanın ki gerçekten olmuyor ya. Ayrıca sağda solda erkeklerle takılıp kanka yea diyip kızlara laf atan kız modeli. 35 yaşında hala evde kalmış olucaksın o kankalarında seni çatır çatır sikicek haberin olsun. Bu güzel bir şey değil. En azından erkekler sevmiyor. İnan bana böyle olacak.</b><br />
<b>Kadın dediğin oturması kalkmasını bilecek, zarif olacak ki erkekte onun gibi olsun. Sürekli erkekte suç arayan feminist kız sana da 2 çift lafım olacak. Erkek arkadaşının yanında telefonla kız arkadaşınla konuşurken ” Abi ben söledim” ” Gel lan buraya” gibi cümleler sarf edersen. Abi ve lan kelimelerini kullanırsan. Sevgilinin ” Aşkım otur ağzına sıçarım” tepkisine maruz kalmayı hakediyorsundur.<br />
<br />
PS: Nerden nerelere zıpladım. Kafam mı güzel yoksa sigara krizim mi tuttu… </b></div>Garu_Beyhttp://www.blogger.com/profile/10241681743795740271noreply@blogger.com0