16 Mayıs 2008 Cuma


Eskiden mahallede bir kişide olan televizyonun şimdi bütün evlere kolaylıkla girmesiyle artan saçmasapanlıklar program kuşakları sizleride rahatsız etmiyor mu?Televizyonculuk eğitimi alıyor olmamdan mı kaynaklanıyor bilemiyorum ama televizyondaki çoğu programın gerçekten gereksizlikler üzerine kurulu olduğunu bir tek ben farkediyor olamam herhalde. Yararlı programların yararsızlardan az olduğu günlerin tam ortasında yaşamaktayız. Elalemin derdi seni mi gerdi yahu izleme kapat demeyin içinizden olur mu öyle şey? Evlenemiorum ben öküzüm hayatta başarılı olamadım mı diyorsun git “İzdivaç” a tam senlik... Ya da adam bana sorular sorsun bilemeyince beni aşağılayıp dursun ama ben para koparıcam die gurumun üstüne basıp tepine tepine devam edeyim programa mı diyorsun o zmn doğru “Ahmet Çakar’la Şansa Bak” a. Ahmet çakar demişken de geçen gün yaptığı saçmalığa katlanılacak gibi değil bünyeler... Şıklardan birisi “Like a Virgin”... Ahmet bey şıkkı okuyacak , ne olursa olsun bir televizyonsun sen de bir sunucusun koskoca rejide ingilizce bilende mi yoktu da sen onu yazıldığı gibi okuyorsun Ahmet hoca? Bir diğer saçmasapanlık programı düello. Yurtdışı yapımı türk patentli programlardan bir tanesi... 6 patların üzerinde duran altı kişi yanlış cevap verinin zemini açılarak hop yastık organ artık nereye düşüyorsa elendiği bir yarışma... Sorular anlamlı olsa cevapları birşey katabilir belki ama nerde... Bir diğer programımız ise Var mısın Yok musun?. 24 kişinin 3 günde kanka olduğu ve “umarım sana küçük açarım” gibi nereye çekilse gidecek cümlelerin rahatlıkla kurulabildiği fevkalade bir program...Yine yabancı yapım türk patent. Sabah kuşaklarına hiç girmek istemiyorum çünkü o ayrı bir başlık konusu olmalı. Saat 12’den önce sabah kuşak yapımcılarının beynine kan gitmediğini düşünmüyor değilim. Ve diğer programızı Dobra Dobra... Şenay Düdek. Bütün sanat camiasındaki insanlarla 30-40-50 senelik dost olan gayet geniş çevreli , beyaz ama uzun saçlı , siyah tenli gereksiz zeki bir insan. Zekisin , hazır cevapsın ne işin var Petek Dinçöz’ün donunu çeken kameramanla tartışmaya. Hatırlarsınız çoban muhabbeti vardı bir ara. Aysun Kayacı hanım efendi iq ‘ su o kadar yüksek ki “benim oyumla bir çobanın oyu bir değil ki” die bilinçli bir cümle kurmuştur. Ve dobra Cobra programımız canımız Şenay Ablamız köyden çoban getirip hakkını savundurmuştur. Ve son olarak bomboş bir program daha geliyor.” Derya Baykal ile şiş örgüye örgü şişe” programı. Evdeki çöpe atılması gereken ne varsa toplayıp toplayıp onlardan birşeyler çıkarmaya çalışan bir kadındır. Tiyatrocu kişiliğine en ufak bir lafım yok. Gayet başarılıdır. Ama o nedir ya? Çağırdığı konuklardan birisi CD leri kırıp fırında pişirdikten sora onlardan anahtarlık yapan bir manyaktı. Peki ya aşçı aynı zamanda acayip güzel örgü ören İsmail Bey’e ne demeli? Uçakta canı sıkıldığı için patır çatır uçak ögüsü die bişey üretmiş baba... Elimden ve gözlemimden geldiği kadarıyla tvdeki çarpıklıkalrı dile getirmeye çalıştım. Ben bu durumdan gerçekten çok rahatsız oluyorum. Yoldaki insanlara dün akşam kutusunda 500 varmış die sorduğunuzda oturup saatlerce konuşabilir olduk artık. Ama bi ara belgesel furyası vardı tv de. Kaçımız “Macahel”i , “Keçenin Terleri” ni veyahut “Savaş ve Ölüm” belgeselini izledi. Sokaktaki insanların artık bilgi edinebileceği işlerle uğraşmasını temenni ediyorum. Yeni nesil de sürüklenio bu popülerizm peşine. Buna belki ben dur diyemem ama kulağa kaçırılan her bir damla kar suyu bir gün toplanıp okyanus olacaktır. Ben inanıyorum...


0 yorum:

 

Copyright 2010 Absofuckinlutely....

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.