6 Mayıs 2011 Cuma

Yalan ve yalancılıktan bahsetmek istiyorum biraz. Yalanı kim söyler neden söyler? İnananlarsa salak mıdır yoksa inanmış gibi mi yaparlar?

Bu soruların cevapalrına geçmeden önce yalan ile ilgili bilimsel unsuralrdan bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi yalan söyleyen insanların fiziki hareketleri her zaman onları ele veriyor. Bu kanıtlanmış gerçeği kendi hayatınıza uygularsanız bunu göreceksiniz. Gözlerini kaçırma, burnunu kaşıma gibi eylermler yalan söyleyen kişinin davranışlarından en bastidir. İşin bütün bilimsel gerçeklerine girmeyeceğim çünkü anlatmak istediklerim farklı bu gün.

Uuzun zamandır yazamıyor, yazmıyorken neden yalan ile giriş yaptığımı ben de bilmiyorum. Ama insanların yalan yüzünden çok üzülüdüğüne şahit oldum bir kaç aydır. Hatta bizzat kendim bir çok yalan duymuşken şimdi vurucam konunun belkemiğine. Buyrun burdan yakın...

Yalan söyleyen biri sevdiğiniz bir kimseyse işler iyice karmaşıklaşıyor ister istemez. Yalanı anlıyorsunuz, ama kanıtınız olmadığından susuyorsunuz. Hatta gözünüzün içine baka baka size yalan söyleyen insanları kırmamak için "yemiş gibi" dediğimiz tabiri uyguluyor ve öyle yapıyorsunuz. Bu gün günde 10 cümle kuran insnların 9 cümlesi yalan kalan bir cümleside şaibeli ne yazıkki. Sevdiğiniz insanlardan bahsederken sevgili diye sınırlandırmıyorum. Bu çok sıkı bir dostunuz, ailenizden biri de olabilir. Size çatır çatır yalan söylüyor. Siz o yalanı alıyor göğsünüzde stop ediyorsunuz, ama kaleye yönelip gol atamıyorsunuz. Çünkü kırılmak kızmaktan daha şık durur derler ya. Karşınızdaki kızmıyor ama size kırılıyor. Bu gerçekten daha zor sevgili okur emin ol.

Yalancı çoban hikayesini bilirsiniz. Yalan söyleyen insanlar ömürleri boyunca inandırıcı olamazlar. Size sarılması bile yalandır, ve bunun farkındaysanız acıtır. Sevdiklerinize yalan söylemeyin, sevmediklerinize bini bin para olsun. Diyeceksiniz ki kardeşim sen hiç yalan söylemiyor musun? Evet ben yalan söylemiyorum çocuklar. Neden mi? Ben unutkan bir adamım. Çok çabuk unuturum. Yalan söylemek için unutkan olmamak gerekiyor ki, daha sonra hatırlayabilesin. Benim kafamda fosfor bitmiş ne yalanından bahsediyorsunuz. Şimdi şöyle bir dilek oluştu kafamda "keşke insanalrın hepsi unutkan olsa da yalancı olmasa"

Yazıyı sonlandırırken yalan söylemeyi görev idinmiş insanlara içimden değişik türlerde beddualar ediyorum. Bunu sizlerle paylaşmayacağım çünkü kızgınken çok çirkinleşirim. Adab-ı muaşeret kuralları çerçevesinde gideyim diyorum artık. Toplamda, yalan söylemeyin, çünkü yakalanıyorsunuz ve çok komik oluyorsunuz. Ben eğleniyorum bu durumla, bir çok yalanı yakaladım ama hepsini cebimde saklıyorum. Siz devam edin bazen eğlenmekte gerek. Hoşçakalınız, daha güzel konularda yazmak dileğiyle...
 

Copyright 2010 Absofuckinlutely....

Theme by WordpressCenter.com.
Blogger Template by Beta Templates.